
Restoranımızda misafirlerimize sunduğumuz ekşi mayalı ekmek, focaccia, grissini ve krakerler, her gün restoranımızın içinde bulunan özel üretimhanemizde titizlikle hazırlanıyor ve taş fırınımızda pişiriliyor. Ekşi Mayalı Ekmek: Mustafa Şef’in, 8 yıldır sevgiyle beslediği ve yanından hiç ayırmadığı özel ekşi mayasıyla hazırlanan ekmeklerimiz, sabır ve ustalıkla şekilleniyor. Hamur, 4 saatlik hazırlık sürecinin ardından, 24 saat boyunca +4 derecede soğuk mayalandırmaya bırakılıyor. Günlük olarak taş fırında 1 saat boyunca pişirilen ekmekler, hem misafirlerimize ikram ediliyor hem de satışa sunuluyor. Focaccia: Geleneksel İtalyan fırıncılık sanatını yansıtan focaccia ekmeğimiz, artizan tekniklerle hazırlanıyor ve biberiye ile tatlandırılıyor. 24 saat süren soğuk mayalandırma sürecinin ardından günlük olarak pişirilen focaccia, lezzetiyle her lokmada İtalya’nın sıcak ruhunu hissettiriyor.
El Yapımı Makarnalar
Restoranımızın özel üretimhanesinde, taze makarnalarımızı her gün ve rezervasyon sayılarına göre hazırlıyoruz. Dieci’ye adım attığınızda, mutfağımızın kalbinde gerçekleşen bu el işçiliğini yakından izleyebilir, ekmek ve makarna üretim süreçlerine tanıklık edebilirsiniz. Makarnalarımızda kullandığımız semolina, un ve yumurtalar, tamamen yerel üreticilerden temin edilerek geleneksel yöntemlerle işleniyor. Günlük olarak üretilen taze makarnalarımızı, dilerseniz özel gramajlarda satın alabilirsiniz.

Dieci Zeytinyağı: Doğanın En Saf Dokunuşu

Gerçek bir İtalyan restoranının en değerli unsurlarından biri kusursuz bir zeytinyağıdır. Restoranımızı oluştururken, Ege’nin bereketli topraklarında birçok üreticiyi ziyaret ettik, bağları gezdik ve sayısız tadım gerçekleştirdik. Bu özenli yolculuğun sonunda, Aydın’da bulunan Prodom Şarapçılığı’nın yüksek polifenol değerine sahip özel zeytinyağlarını seçtik. Dieci Zeytinyağı, bu ince detaylarla şekillendi ve misafirlerimize sunulmaya başlandı. Şeflerimizin özenle hazırladığı yemeklerin vazgeçilmez tamamlayıcısı olan Dieci Zeytinyağı, sofralarımıza doğallık ve rafine bir lezzet katıyor. Amuse-bouche olarak misafirlerimize ikram ettiğimiz bu özel zeytinyağını, dilerseniz 500 ml’lik şişelerde satın alabilirsiniz.
“L’olio d’oliva non è solo un ingrediente, è la poesia della cucina, il legame tra la terra e la tavola. È il sole che si fa liquido, la memoria di generazioni che impastano il pane, il segreto delle ricette che vivono per sempre.”
Zeytinyağı sadece bir malzeme değil, mutfağın şiiridir; toprakla sofra arasındaki bağdır. Güneşin sıvı hâlidir; ekmek yoğuran nesillerin hafızasıdır; sonsuza dek yaşayan tariflerin sırrıdır.
Geleceğe Saygı: Dieci’de Sürdürülebilir Mutfak
Lezzetin geleceğinin, sürdürülebilir mutfak anlayışında saklı olduğuna inanıyoruz. Doğaya, topluma ve gastronomiye duyduğumuz saygıyı, menümüzün her detayında hissettiren bir mutfak kültürü yaratmaya çalışıyoruz. Mevsimselliğe sadık kalıyoruz ve menümüzü sezonluk olarak güncelliyoruz. Gıda israfını en aza indirerek ve plastik kullanımını minimuma düşürerek sıfır atık prensibine uygun hareket ediyoruz. Yerel üreticilerle güçlü bağlar kurarak, doğaya saygılı yöntemlerle yetiştirilen sebze, meyve, et ve deniz ürünlerini tercih ediyoruz. Restoranımızın arkasında bulunan özel bahçemizde biberiye, kekik ve mikro filizler yetiştiriyor, dışarıdan tedarik ettiğimiz ürünleri azaltarak karbon ayak izimizi düşürmeye katkıda bulunuyoruz. Lezzet, yalnızca damaklarda değil, gezegenin geleceğinde de iz bırakmalı. Dieci olarak, sorumlu mutfak anlayışıyla geleceği şekillendiriyoruz.

Üreticilerle El Ele
Bir yemeğin lezzeti, yalnızca tariften değil, kullanılan malzemelerin öyküsünden de gelir. Dieci olarak, malzemelerimizi büyük zincirlerden almak yerine, küçük ölçekli yerel üreticilerle iş birliği yaparak doğallık ve kaliteyi ön planda tutuyoruz. Zeytin ve baharatlarımızı Hatay’dan temin ediyor ve oradaki küçük üreticilere destek sağlıyoruz. Reçellerimiz, Antalya’nın ata tohumu portakalından üretilerek misafirlerimize sunuluyor. Gastronomi, sadece bir yemek değil, bir kültür, bir miras ve bir dayanışma ruhudur. Dieci olarak, lezzeti doğadan, emeği yerelden, ilhamı ise gelenekten alıyoruz.